Köşe YazılarıManşetSpor

Olimpiyat stadında pis kokular

0

Yeşil Gazete’den Devin Bahçeci bugün olaylı bir şekilde tatil edilen Beşiktaş-Galatasaray maçını Olimpiyat Stadı’nda izledi.

Statta olan biri olarak ne yazmak gerek çok bilemedim. En iyisi heralde bazı olguları sıralamak olacak:

Foto: Devin Bahçeci

1. Sahaya sadece maç sonunda girilmedi

Maç öncesinde de birkaç defa sahaya girildi. Maç sonunda sahaya inen Kuzey tribününden yüzlerce insan maçtan önce de sahaya girerek bizim bulunduğumuz tribüne (Doğu tribününe) geçti. Bunu Güney tribünü de, yani diğer kale arkası da yaptı maçtan önce. Bunu neden anlatıyorum: Bir önceki Gaziantep, Trömsö ve Trabzon maçında da benzer bir biçimde tribün değiştirmek isteyenler olmuş, ancak polis ve güvenlik müdahale etmişti. Bu maçta ise çok garip bir biçimde polis ve güvenlik bu geçişleri izlemekle yetindi. Maç sonundaki sahaya inişte de polisin insanları izlediğini gördüm.  Sahaya girişler kitleselleşene kadar müdahale eden olmadı.

2.  Maç boyunca hakeme ciddi bir biçimde tepki vardı

İkinci yarı itibari ile hakemin verdiği kararlar; sadece önemli kararlar değil, ama hepsi tribünden tepki çekti.  Özellikle Doğu tribününün önündeki yan hakemin yanlış bayrakları, tüm ikili mücadelelerde kararların Galatasaray lehine olması ciddi bir biçimde protesto ediliyordu. Galatasaray tarafından atılan gollerin ikisinin öncesinde verilen devam kararları tribünleri iyice germişti.

Ancak yine de maç boyunca tribün sahaya girmeye dair hiç bir girişimde bulunmadı.  90+3’te olanlara kadar; böyle bir durumun yaşanacağını kimse tahmin edemezdi.

3. Sahaya giren grup Çarşı değil

Bunu bir olgu olarak çok rahatlıkla yazabiliyorum. Çünkü, Çarşı grubu bizim bulunduğumuz Doğu tribünündeydi, sahaya girenler ise Kuzey tribününden. Kasımpaşa stadına kombine alan her taraftar Olimpiyat’ta maçı Doğu tribününde izliyor. Üstelik, sahaya girişler başladığında bile Doğu tribünü ve Çarşı Grubu hareketlenmedi. Zaten hareketlenmeleri de imkansız. Keza Doğu tribününün üstündeler, aşağıya inip Doğu alt tribününü geçip (ki merdivenler bile doluydu) sahaya girmeleri mümkün değil.

Bu üç temel olgudan bahsettikten sonra bir de kafamda oluşan soruları yazmak istedim.  Beşiktaş’ın iyi başladığı ve pozisyon vermediği bir maçta; ikinci yarıda, hakem hatalarının birden bu kadar çok artmasında art niyet arıyorum. Maçı izleyen arkadaşlar ile ilk GS golünden önce, “hakem GS gol atmadan rahatlamayacak” yorumları yapmaya başlamıştık. Belki çok duygusal yazıyorum ama; Beşiktaş kale önünde Beşiktaş’a yapılan bir faulün, tam yerinden kullanılmadığı için üç defa tekrar edilmesi gibi kararlar gördük. Hakem ekibinin kararları tribünleri geren en önemli ögeydi.

4. Maçtaki biletsizler

Maçta biletli 76.172 kişi vardı, ama tribün 90.000 kişiydi. Tüm tribünler doluydu. Üstelik merdivenler de doluydu. Önümüzde içeri girilmiş biletlerle girenler, biletsiz girenler… ne ararsanız vardı. Biz stada turnikelerden geçip girdikten yaklaşık iki saat sonra, yani  maça bir saat kala kapıları açtılar, biletli biletsiz herkes girdi. Bu insanlar maça nasıl girdi? Kim izin verdi? İşte akılda kalan sorular.

Bu noktadan sonra da yorumlarımı eklemek isterim:

Maç 90+3; Beşiktaş beraberlik için bastırıyor. Galatasaray’dan bir oyuncu kırmızı kart görmüş durumda. Hakem bu kararı vermeseydi ve tribünler aşağıya inseydi anlam verebilirdim. Ama belki de maçta Beşiktaşlıları tek memnun edecek karardan sonra, tribünlerin sahaya inmesine anlam veremiyorum. Benim bulunduğum tribünde kimsenin de anlam verebildiğini düşünmüyorum. Şaşırdık. Gerçekten şaşırdık.  Üstelik, bizim tribünden kimse de sahaya inmeye hareket bile etmedi.

Maç öncesinde otobüsler dolusu polis aracı gördük. Yüzlerce, belki binlerce çevik kuvvet / polis stada geldi. Maç başındaki tribün değiştirmek için sahaya inilirken ve maç sonrasında sahaya girilirken bu polisler ne yapıyordu? Hiç birini görmedik, durum kitleselleşene kadar hiç ama hiç kimseyi görmedik.

Gelelim 1453 meselesine. Açıkçası sahaya inenler arasında bu yeni türeme taraftar grubu var mıydı bilmiyorum. Ama sahaya 1453’ün bulunduğu Kuzey tribününden girildi.  Bilmiyorum dememin sebebi ise şu: Kuzey tribününün Doğu tribünü ile bitiştiği yerden girildi sahaya. 1453 ise iki maçtır hep diğer köşede oturuyor. Ama sahaya inilen bölgeye geçmeleri de kolay. Oraya yöneldiler mi bilmiyorum.

Şimdi ne olacağı ise korkutuyor açıkçası. Beşiktaş iyi oynarken, tribünler her maç en az 50.000 kişi çekerken, bir maçta tribünün hakemler tarafından bu kadar gerilmesi ve güvenlik ile polisin bu gergin tribüne karşı önleyici önlem almaması ve olayları beklemesi, pis kokular yayıyor.

Bir nokta daha var. Maç iptal edildi. Ben gerçekten çok şaşırdım. 90+3’te olay çıkıyor ve maç neredeyse bitmiş durumda. Hakem, maçı olaylar yüzünden bitirdim diyebilir (daha önce örneklerini gördük). Çünkü fiziki olarak maç bitmiş durumda ama maçı bu dakikada ertelemesi bana trajikomik geliyor.

Beşiktaş şimdi en az beş maç ceza alacak. Peki olayların bu boyuta gelmesine sebep olanlar? Hakem? Müdahale etmeyen polis?

Yolda twitter’a biraz bakabildim (Olimpiyat’ta twitter da çalışmıyor ). Bitirme operasyonu muhabbetleri dönüyor. Bu kadar pis koku varken insan böyle düşünmüyor değil. Ancak şunu da söyleyeyim: doğrudan sahaya 1453 Kartalları girmemiş olabilir, gerek de yok. Maçı bu kadar gererseniz, sahaya giriş çıkışın önünü bu kadar açarsanız, onlarca binlerce biletsiz taraftarı sahaya sokarsanız, uzaktan osuruk duyunca biber gazı atan polisler olarak müdahaleyi olaylar çığrından çıkana kadar yapmazsanız,  taraftar da sahaya iner ortalığı karıştırır (ne güzel oldu demiyorum ama durum biraz bu). Çanak hazırlandı; Beşiktaş taraftarı ve takımı giyotine çıkarıldı. Yargısız infaz da Pazartesi yapılır.

 

 

 

Devin Bahçeci

You may also like

Comments

Comments are closed.