Dış Köşe

8 Mart – Selen Çağlayık Eloğlu

0

Bu yazı, Selen Çağlayık Eloğlu’nun “Selen’in Agroekoloji Günlüğü” adlı blogundan alınmıştır.

***

Sabah 4′te uyanıyoruz bir ağlama sesiyle. Hayat böyle bundan böyle deyip kabulleneli çok oldu.

Sonra 4′te kalkan bir kadın geliyor aklıma. Ege’de bir köyde yaşayan bir kadın. Yazları 4′te kalkmaya alışalı çok olmuş.

4′te kalkıp elini yüzünü yıkar.

4′te kalkıp basmasını giyer.4′te kalkıp yola koyulur. Karanlıkta ağır ağır gider köyün dışındaki tarlasına. Bazen kocası traktörle de götürür gerçi ama genelde yayan başlar güne.

Ve 5′te güne hazırdır kadın. Önce toprağa eğilir, toprakla yetinir ve oracıkta namaz kılar.

Şükreder ve derin bir nefes alıp başlar güne.

İlk kez ona eşlik ettiğimde zorlanmıştım; ben hala gözlerimi ovuştururken o çoktan işe koyulmuştu.

Çıt çıt çıt. Hiç tütünden bu ses çıkar mı?

Çıkarmış.Ve evet tütün de kırılırmış. Meğer o bakır renkli yaprakların hikayesi kırılarak başlarmış.Tek bir hamleyle, tek bir bilek çevirişle, tek bir parmak oynatışla yapraklar sıra sıra kırılır ve dizilirmiş önce ele sonra şişe. Bahsi geçen kadın ise ustaymış tütün kırışta. Bütün köy bilirmiş onun hızını. Çıt çıt çıt.

Ben daha ilk bitkideyken o koca bir sırayı bitirmişti bile.

Zaman ilerler, güneş tepede patlar. Saatler, saatler ve saatler geçer. Sıcaktan bitkiler bile isyan edip boyun eğerken kadın durmaz devam eder. Vücuduna meydan okurcasına eğilir kalkar, eğilir kalkar ve yaprak kırar.

Bir köşeye atıverdiği çıkınından kirli bir pet şişe çıkarır ara ara, su yudumlar.

Biraz ekmek, biraz da peynir ekler yanına.

Ama durmaz ve öğlene kadar çalışır. 7 saat. Yapraklar dizilir, şişler birikir ve traktör gözükür uzaktan.

Öğlen yemeği hızla yenir çünkü kaybedecek zaman yoktur. Yapraklar omuzlarını bükmeden şişlerden askılara geçirilmelidr. Kaşıklar birbirine çarpar tabaklarda, hızla tüketilir yemekler. Bu arada bunlar da kadının haftada bir uğradığı bahçeden getirdiği sebzelerden yapılmıştır. Tütünü kısa kesip bazen koşa koşa bahçeye gider kadın. Bazen de inekleri otlatmaya çıkarır.

Yemek biter ve biraz dinlenmeye fırsat bulur kadın.

1 saat gözleri, kulakları yarı açık uyur gider öylesine. Sonra çayını içer. Ve gün devam eder.Sabah sabah dizdiği şişlere ipler geçirilir ve o iplerde yapraklar usulca kaydırılır. Kadın gene hızlıdır. Çıt çıt çıt kırdığı yapraklar birer birer iplere dizilir ve sonunda bütün ipler duvara asılır. Yapraklar kurumaya başlar duvarda; önce yeşil, bir iki güne ise sarı.Akşama kadar sürer ip asmak. Arada inekler su içmeye götürülür köy meydanına. İşler devam eder ta geceye dek.

Sonra yeniden başlar döngü.

4′te kendiliğinden kalkar kadın.Horoz bile uyumaktayken o çoktan elini yüzünü yıkamıştır.

40lı yaşlarındaydı kadın ben oradayken. 60′tan fazla olduğunu düşünmüştüm. Kocaman elleri vardı. Nasırları vardı. 2 tane basması vardı dönüşümlü giydiği. Çocuğu torunu vardı. Hızı vardı, köyde ünü vardı. Ve elinden ucuza çıkacak tütünleri, uzmanlarca denetlenecek sarı mı sarı yaprakları vardı.

Ha bir de komşuları vardı tabi.

Tarlası olmadığı için “tütün”de yevmiyeli çalışan kadın. Kocasından ayrılmıştı, çocuklarıyla ve annesiyle yaşıyordu. O da 4′te kalkıyordu her gün.

Sonra bir göz odada yaşayan başka bir kadın vardı. Yevmiyeli çalışamayacak kadar yaşlıydı artık. Eh arazi de yoktu ne yapsın? Her gün tepelerde ot toplardı yemeğe katmak için.Belinden rahatsız kadın vardı sonra. Kızı gidiyordu tarlaya artık. O ise keçilere koyunlara eşlik ediyordu ancak.

Bir de amca vardı bol bol yaptığı kız çocuklarıyla övünen. Ne kadar çok kız, o kadar çok makine diyen.

Tütün bu, bel ister, el ister, ter ister.

Tütün bu, kadın emeği ister.

Tütün bu, yanmak, yakılmak ister her şeyden önce. Ve çıt çıt çıt diye içten içe yanar.

Tütün bu, yanar ve yakar kadınları.

Kiminin ellerini tarlada güneşle bir olup.

Kiminin içini dertle bir olup.

Kimininse tenini şiddetle bir olup.

 

***

Bu yazı, Selen Çağlayık Eloğlu’nun “Selen’in Agroekoloji Günlüğü” adlı blogundan alınmıştır.

 

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.