Köşe Yazıları

Libya! Kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyen “gelişmiş” ülkeler

0

Libya’da olanlar malum. 42 yıllık despot bir yönetim NATO, isyancı, yağmacı ve aşırı dinci bir koalisyon tarafından yıkılıyor ve yerine yeni bir yönetim geçiyor. Tabii ki bu koalisyondan yeni bir yönetim çıkabilir mi, çıkarsa neye benzer gibi sorular henüz sorulmuyor. Önemli olan, Kaddafi yönetiminin değişmesi ve Libya’nın altında ve üstünde kartların yeniden dağıtılması. Sonra elbette imzalanan o anlaşmalara sadık kalacak yöneticiler bulunacaktır.

AKP yörüngesindeki medyaya bakarsak, çok olumlu gelişmeler bunlar. Bir zamanlar dost denilen kim varsa, devriliyor, birileri dost derken de destekliyor, devrilmesine alkış tutarken de destekliyor. Aynı medyaya bakarsak, fazla uzağa gitmeye gerek yok, bir yıl öncesine mesela, Kaddafi yönetimi çok olumluydu. Kaddafi, Afrika’nın işini bilen, biraz magazinsel, biraz çapkın önemli bir lideriydi onlar için. Mesela Kasım 2010’un en önemli haberlerinden bir tanesi şu: Başbakan Erdoğan’a ‘Kaddafi İnsan Hakları Ödülü’ Şöyle konuşmuş Erdoğan ödülü alırken, “Aynı şekilde bütün Ortadoğu’da ve dünyada haksızlığa, zulme, işgale maruz kalan insanların haklarını savunmaya devam edeceğiz. Çünkü insan, her yerde insandır. İnsan hakları, evrenseldir ve herkes için kutsaldır. Öte yandan biz inanıyoruz ki, Ortadoğu huzursuz ise biz huzurlu olamayız. Afrika refah içinde değilse, bizim refahımız kalıcı olamaz. Bizim Türkiye olarak niyetimiz, gayemiz, hedefimiz apaçıktır. Medeniyetler İttifakı girişimiyle küresel ölçekte barış çağrılarımızı samimi şekilde dile getiriyoruz.”

Haberlere kısa kısa devam edelim. Hepsi AKP yörüngesinde yayın yapan gazetelerden: “Kaddafi ödemeyi yaptı, masaya 50 milyar dolarlık yeni iş koydu. Devlet Bakanı Çağlayan, Türk müteahhitlerinin Libya’dan 250 milyon dolarlık alacaklarının ödenmeye başladığını açıkladı. Çağlayan, Libya’nın 50 milyar dolarlık projeler için de yatırımcı beklediğini kaydetti.”

“Kaddafi’den Erdoğan’a ‘görüşme’ jesti. Görüşmede, Libya lideri Kaddafi’nin, Başbakan Erdoğan’a “Birçok liderle görüşmemiz var ancak ilk sizinle başlamayı uygun gördük. Zira onur konuğumuzsunuz. Katılımınız ve konuşmanız çok güzel. Konuşmanız için çok teşekkür ederiz, bizi mutlu ettiniz” dediği öğrenildi. Kaddafi’nin davetiyle “3’üncü AB-Afrika Zirvesi”ne “Onur konuğu” olarak katılan Erdoğan (…)”

“Kaddafi, Erdoğan’ın hatırına Türk müteahhitle helalleşti. Başbakan Erdoğan’ın ziyareti öncesi, Kaddafi’den jest geldi. 30 yıldır çözülemeyen müteahhit alacakları Erdoğan’ın Libya’ya hareketinden önce sıfırlandı. Ziyaretten çıkan ilk önemli kararla ise vize kalktı. Erdoğan’ın Libya ziyaretine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji Bakanı Taner Yıldız ile Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da eşlik ediyor.”

Tabii bir haksızlk yapmamak gerek. Kaddafi, bir süre öncesine kadar sadece Türkiye için bir dost değildi. Batılı ülkeler için de aynı durum vardı: “Obama, Kaddafi’yi ‘bilge’ ilan etti!” ve “Berlusconi Kaddafi’nin elini öptü!” Fransa Cumhurbaşkanı’nın partisinin Libya’dan seçim yardımı aldığı da ortaya çıkmıştı.

Bu sözlerin, olayların üzerinden çok çok uzun zaman geçmedi. Olanlar oldu, yeni bir paylaşım gerekti. 20 Mart günü, başladı, Şafak Yolculuğu denilen operasyon. NATO, Libya’yı vurdu, hala da vurmaya devam ediyor, Kaddafi yönetimini devirmeye çalıştı. Başarıya da ulaşacak gibi. Bugün, yarın haber gelecektir.

Neden vuruyor NATO? Çok açık! Libya petrolü, hem çıktığı yer, İtalya’nın hemen güneyi, hem de kalitesi ile çok iştah kabartıcı bir mal. Bir de petrol ile birlikte elektirik ihtiyacı da yüksek. Afrika’nın çöllerine kurulmak istenen güneş paneli tarlaları var.  Kaddafi buna da karşı. Bunları alt alta yazınca neden ortaya çıkıyor ama, bu neden öyle açık açık söylenemiyor. Hemen devreye o bildik nedenler giriyor. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler vb. Bunu diyenler de Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, İtalya… Ne kadar ironik değil mi?

Diyelim ki değil. Hadi, bu ülkelerin insan haklarıyla, demokrasiyle olan ilişkilerinin “temiz” bir ilişki olduğunu kabul edelim. Olur! Peki şu anda Libya’da olan rezalete neden ses çıkarmıyor bunlar? Savaş suçu, yargısız infaz haberlerinin ardı arkası kesilmezken, hala NATO’nun, hala İngiltere’nin bir yerleri bombalaması, birilerine silah vermesinin anlamı ne? Kabul ettik, Kaddafi, gaddar bir kişi! Desteklenilenler ne? Elleri arkadan bağlı, ensesine kurşun sıkılmış insanlar Trablus sokaklarında… İki ateş altında kalmış bir erkek, yanında ailesiyle kaçarken, “Ben bunlar gibi insanlar görmedim!” diyor. Bizim büyük insan hakları, demokrasi savunucusu ülkeler de bu insanları destekliyor, onlara bomba, silah, para yardımı yapıyor.

Yani? Yani gözlerini kapıyorlar petrol için, elektirik için, Libya’nın yeniden inşasından pay almak için. Feda ettikleri ise, sözlerine inanırsak, yola çıkış amaçları: Demokrasi, özgürlük, insan hakları… Kısaca kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorlar! Tavuk ağızlarından düşürmedikleri ilkeler ama olsun.

Libya konusunda en açık konuşan Türkiye Dış İşleri Bakanı oldu. Türkiye’nin tavuk olarak feda edeceği bir özgürlük, demokrasi ya da insan hakları anlayışı olmadığı için (dön de kendine bak derler!) Türkiye bavullar dolusu milyon dolarlar götürdü isyancı, yağmacı, aşırı dinci koalisyonuna. (Bu koalisyonun ilk hedefinin gerçekten özgür, gerçekten demokratik bir Libya ve Dünya isteyenler olduğu konusunda en ufak bir kuşkum yok.) Bu gelecek rüşvetini verirken Ahmet Davutoğlu, o çok acık cümleleri söyledi (Kullanılan kelimelere dikkat):

* Demokratik, özgür bir Libya inşa edilmeli.

* Toprak bütünlüğü çok önemli. Güvenlik ve istikrar kaybedilmemeli.

* Birlik ve beraberlik korunmalı.

* Bir bütün olarak yeniden inşa edilmeli.

* Libya’nın dondurulmuş finans kaynakları serbest bırakılmalı.

* Zengin yeraltı kaynakları ile dünyada yükselen bir yıldız olmalı.

Durum aslında bu kadar basit ve bu kadar açık. Başka hiçbir ilkeyle, hele de Dünya liderlerinin yanlarından bile geçemeyeceği ilkelerle gizlenemeyecek kadar açık.

Bir iddia ortaya koymuştu Batılı ülkeler. Bizim için çalışmayanı, bize karşı duranı kendi meşrebine göre deviririz. Ülkesini bombalarız, yakalarsak asarız, keseriz. Arada da zaten bizim iki yüzlülüğümüz kaynar gider. Zaten bu bizim tarzımız. Hiçbir sınır, hak, hukuk tanımayız. Hak bizim elimizdeki füzedir, hukuk bizim uçağımızdır. Bu iddia bir kere daha gerçek oldu denilebilir. İnsani müdahale denilen “şey” Libya’da şimdi sokaklarda insan öldürüyor. NATO’dan Libya’nın payına düşen özgürlük bu!

Yeşil Gazete yazıları ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

You may also like

Comments

Comments are closed.