DünyaManşet

Twitter, Türkiye basının utangaç ve teslim olmuş halini gösteriyor

0
Ankara, 1 Haziran - Foto: Ümit Bektaş/Reuters

Slate.fr ‘de Ariane Bonzon imzasıyla yayımlanan haberi, Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Ferda Ertürk‘ün çevirisiyle sunuyoruz.

***

Fransız-Türk ilişkileri üzerine çalışan, Strazburg ve İstanbul’da öğretim üyeliği yapan tarihçi ve siyaset bilimci Samim Akgönül Türk medyası ve diğer ülkelerin medyalarının eylemlere yeterince yer vermemesini kınıyor.

Gösteri ve ayaklanmaların ilk günleri boyunca çoğu ana akım Türk medya organı olaylara yer vermek konusunda çekingen davrandı.

Türk medyası son günlerde özellikle İstanbul’da gerçekleşen gösteriler ve şiddet karşısında ürkek ve itaatkâr tavrı yüzünden sosyal medyada oldukça fazla eleştiri topluyor. Bu durumun nedenleri yapısal ve konjonktürel. Yapısal sebeplere bakılacak olursa, yazılı basın ve televizyon kanalları tamamıyla büyük holdinglerin elinde. Basın organlarının kontrolü işlerin genel gidişatı haline gelmiş durumda. Bundan dolayı büyük çoğunluk, uzun zamandan beri iktidara ayak uydurmuş durumda. Konjonktürel olarak bakacak olursak, AKP’nin Türkiye üzerindeki gücünü kesinleştirdiği 2007’den beri, çeşitli baskıcı yöntemlerle (el koyma ve yeniden satımlar, aşırı düzeyde vergiler, sindirme politikaları, patronlara baskı vb.) basın organları köşeye sıkıştırılmış durumda.

Milliyet gazetesinden çıkarılan Hasan Cemal; işinden kovulan, askıya alınan ve sesi kısılmaya çalışılan onlarca gazetecinin son örneği. Kısaca patronlar, editörler, yazı işleri müdürleri, muhabirler, herkes korku içinde.

Bu gazetecileri Twitter’dan takip edince oldukça ilginç bir durumla karşılaşılıyor. Sosyal medyada oldukça aktif ve demokratlar. Ancak bunların hiçbiri ya da çok azı yayınlanabiliyor, basılabiliyor. Sosyal medyanın zayıflığı, doğru bilgi ile yanlış bilgiyi ayırmanın güç olmasından geliyor. Son günlerde bunun birçok örneği ile karşılaştık. Bu da demek oluyor ki gazetecilere ihtiyacımız var…sadece Twitter üzerinden değil, gazetelerde de.

Ankara, 1 Haziran - Foto: Ümit Bektaş/Reuters

 

Türkiye’de temsilcileri olan medya kuruluşlarını saymazsak, Fransız medyası da olaylara pek yer vermiyor.

Fransa’daki medya kuruluşlarının da olaylar karşısındaki tutumu ilginç. Her ne kadar Fransa’da gündem pek meşgul olmasa (hava durumu, eşcinsel evlilik) da France 24 dışındaki kanallar, -en azından Türkiye’nin yakın tarihinde- eşine rastlanmamış bu olaylar karşısında sessiz kaldılar. Nedeni nedir bilinmez, Taksim, Tahrir kadar göz önünde tutulmadı. Bunun Türkiye’ye mahsus bir sebebi olmalı. Fransız medyası için Türkiye her zaman anlaması güç bir ülke oldu. Türkiye ne bir Arap ülkesi, ne Avrupalı ne de Ortadoğulu… Bu durumda “Türk Baharı”nı nasıl konumlandırmalı sorusu akılları karıştırdı. Alışılanın aksine ayaklanan Kürtler değil; gençler, liberaller, çelişkili olsa da aşırı sağ ve aşırı sol…

Kimin kimi ne amaçla protesto ettiğini anlamak gerçekten de zor.

İslami kesimi her yerde görmek çok mümkün. Ya da (birbirinden nefret eden) değişik sol fraksiyonları, üniversitelere başörtüsü ile girilmesi için mücadele veren ateistleri görmek de. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi gibi Kürtlerle Troçkistlerin birlik olduğu, LGBT bireyler ile ekolojistlerin Alevilerin hakları için bir araya geldiği oluşumlara da rastlamak mümkün. Bunları anlamak mümkün değil gibi gözüküyor. Durum böyle olunca en iyisi İslamcılar ve laiklerden bahsetmek. Çünkü böylesi kolayımıza geliyor.

Fransız kanallarını kimlerin izlediğini ve izleyenlerin de gördüklerinden neler çıkardığını bilemiyorum. Fransız basını, Fransa gibi, 10 yıla yakın bir süredir, dünyayı din üzerinden, dar bir bakış açısıyla ve sığ bir entelektüellikle okuyor. Fransız kanalları için İstanbul önemsiz. Alman kanalları için durum böyle değil. Ancak beni asıl etkileyen batılı medyanın tutumu değil. Batının televizyon kanalları ve lokal kanallarla(Örneğin CNN International olaylara gereken önemi gösterirken, CNN Türk tamamıyla kayıtsız kaldı.) diğer yandan Ortadoğu medyasının tutumu arasındaki fark: El- Cezire ve El Arabiya gibileri son derece aktifti.

 

Yeşil Gazete için çeviren: Ferda Ertürk

Yazının özgünü (fransızca) için tıklayın.

(Slate.fr, Yeşil Gazete)


More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.