Köşe Yazıları

Seçime doğru – cumhuriyet halk partisi ve solu

0

Seçime artık çok az kaldı. Politika yorgunluğu diye bir psikolojik hastalık varsa, ülkenin bir bölümünde bu hastalığın yaygın şekilde görüldüğü söylenebilir. Baksanıza AKP Genel Başkanı bile Bingöl’de konuşurken, Diyarbakır diye dört kere sesleniyor, Bingöl’e olmayan doğal gazı kendilerinin getirdiğini söylüyor. Promterlar da politika yorgunu olmalı.

Seçime, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğunu katmazsak sol parti olarak 4 parti gidiyor. Cumhuriyet Halk Partisi, Demokratik Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi ve Emek Partisi.

Emek Partisi hem Blokta, hem de bazı noktalarda pusulada var. Sanırım, TRT propagandasından yararlanmak ve aday gösterilmeyen yerlerde de üyelerini “zinde” tutmak için alınmış bir karar bu. Demokratik Sol Parti de bana kalırsa aynı durumda. Evet öyle bir parti var ama neden var, ne için var gerçekten önemli bir soru işareti bana kalırsa. Muğla’da yaptıkları 6 kişilik mitinge bakılırsa sadece benim böyle düşünmediğimi de görebilirsiniz.

Böyle olunca elde iki parti kalıyor: CHP ve TKP. Bir de hiç ismi duyulmayan başka bağımsız adaylar var. Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin desteklediği bağımsız adaylar bu grup içerisinde en çok öne çıkanlar.

Seçim son düzlüğe girmeden önce TKP, seçime girecek dört partiden biri gibi görünüyordu. Yapılan propaganda, her zamanki gibi seçilmiş vurucu sloganlar ve kendi medyasını yaratmak konusunda TKP’den alınacak dersler var. Seçime bir iddiayla giriyor bu parti. “500.000 boyun eğmeyen” sloganıyla yakalamak istedikleri oy oranını da belirtmiş oluyorlar. Belki, propagandaya erken başlamanın verdiği bir yorgunluk olabilir TKP’de. Kalabalık içerisinde görünmeme gibi bir durumu var bu partinin. Seçim öncesi gerçekleşmesi konuşulan TKP-Özgürlük ve Dayanışma Partisi-Emek Partisi-Halk Evleri dörtlü ittifakı eğer gerçekleşseydi daha umutlu konuşmak mümkün olacaktı.

Son olarak, kaderin ideolojik bir cilvesi de denebilir, TRT’de yapılan seçim konuşmalarının iki yıldızı vardı. Bir tanesi Türkiye Komünist Partisi, bir tanesi de Liberal Demokrat Parti.

Solun en büyük temsilcisi bu seçimde yine CHP olacak. Bir taraftan kişiye dayalı propagandayı sürdürürlerken, diğer taraftan da sürekli raporlar açıklıyorlar. Bu önemli bir durum. Tekrar olacak belki ama ne yapıyor diye eleştirildiyse yapmamaya, ne yapmıyor diye eleştirildiyse de yapmaya başladı Cumhuriyet Halk Partisi bu yeni dönemde. Bu değişim döneminde her mantıklı gelenin kabul edilmesi gibi bir sorun da yok değil.

CHP’nin bu seçim yaptığı en başarılı uygulama ise reklamlar ve youtube gibi ağlar üzerinden dağıtılan yarı “korsan” videolar. Gerçekten etkileyiciliği ve hızı ile başarılı uygulamalar bunlar.

Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin bu dönem büyük bir taaruza rağmen, yüksek bir oy oranı alacağı artık kesin gibi. Şu anda tartışılan AKP’nin vekil sayısının hangi barajın altında kalacağı. AKP Genel Başkanı da bir 367 diyor, bir 330 diyor, tabii ki bir de konuşulmayan 276 rakamı var. Bu yüzden, müthiş bir taaruz var muhalefete karşı. Yapılan mitinglere katılanları karşılaştırmak, tarihten örneklerle yaklaşmak ve tabii ki yörünge medyanın yardımıyla bunu yapmak.

Burada iş CHP, AKP, Yeşiller Partisi ya da ÖDP işi değil. Bu durum demokrasi adına sorunlu bir yapıda ilerliyor.

Sonuç olarak, CHP, TBMM’de yüzünü sola dönmeli. Zaten yaptığıklarını daha da arttırarak ve arkasında durarak hayata geçirmeli. Türkiye seçim sonuçları ne olursa olsun, önünü açacak, sokağın önünü açacak bir partiye, güçlü ve kitlesel bir partiye ihtiyaç duyacak. BDP ile birlikte ve bundan gücenmeden, Hopa ruhunu Türkiye’de yaşatacak bir CHP her zaman ileriye doğru atılmış bir adım olacaktır.

 

Serinin önceki yazıları:

* Seçime doğru – başlarken…

* Seçime doğru – adalet ve kalkınma partisi (1*)

* Seçime doğru – parlamento dışı sağ

* Seçime doğru – cumhuriyet halk partisi (1*)

* Seçime doğru – adalet ve kalkınma partisi (2)

* Seçime doğru – yeşiller partisi

* Seçime doğru – emek, demokrasi ve özgürlük bloğu

You may also like

Comments

Comments are closed.